Geçtiğimiz hafta oturduğum semtin
belediyesine gittim.Gidiş amacım gönüllü olarak yapmak istediğim şeyleri
bildirmekti.Belediye binasına girdikten sonra farklı farklı kişilerle
görüştüm.Daha sonra bu konuda yetkisi en fazla olan kişiyle
görüşmek için 15 dk bekledim.Görüşmeye gittiğim kişi, beni gayet hoş
karşıladı.Kendimden, aldığım eğitimlerden ve yapmak istediklerimden kısaca söz
ettim. Düşüncelerimi anlattıktan sonra bunları gönüllü olarak yapmak istediğimi
ekledim. Karşımdaki bey gayet şaşırmış vaziyette :” Şimdi siz para karşılığı
olmadan mı bunları yapmak istiyorsunuz?” dedi. Görünüşe göre bir hayli
şaşırmıştı. Biraz konuştuktan sonra şaşırmakta haklı olduğunu anladım. Çünkü bugüne
kadar gelen insanların hepsi yapcaklarının pazarlığını yapmakla meşgul
olmuşlar.
Bir kez daha gördüm ki bu bizim
eksik yanımız.Hepimizin kendi insanımız için gönüllü olarak yapabileceği bir
şeyler vardır. Fazla değil. 7 günün
sadece birkaç saatini başkalarına yardım için ayırıyor olsak inanın daha güzel
bir yaşama sahip olacağız.Sadece bununla da kalmayacak manevi açıdan daha doygun kişiler olacağız. Ruhumuzu
dinlendirmek adına gittiğimiz eğitimler, seminerler, terapiler ve daha bir çok
aktiviteler bulunmakta. Bunların hepsine belli bir bedel ödeyerek gidiyoruz. Bu
listeye bir şık da ben eklemek istiyorum ama karşılığında bir bedel
ödemeyeceğiniz. Gönüllü olarak bir yerlerde çalışmak.
Hepimiz farklı alanlarda yetenek
ve bilgi sahibiyiz. Gönüllü olarak yaptığımız çalışmalarda hem yardımlaşma hem
de bilgi alış verişinde bulunmuş olacağız.Şimdi bir kez daha düşünelim bizim
payımıza ne düşüyor? Biz daha güzel bir yaşam için neler yapabiliriz? Bizim
yardımımıza ihtiyacı olan kişilere nasıl yardım edebilirz? Bu soru listesini daha da uzatabiliriz.
Verdiğiniz cevaplar doğrultusunda yüreğiniz size en doğru seçeneği sunacaktır. Bu
seçenek sayesinde sizlerde bir şey almadan bir şeyler vermenin insanda
yarattığı duyguyu yaşamış olacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder